Eski Başbakan Samaras, “To Vima” gazetesine verdiği röportajda Miçotakis hükümetini eleştirdi.
Hükümetin Türk-Yunan ilgilerinde izlediği siyasetlerde “sürekli taviz verdiğini” öne süren Samaras, Miçotakis’in Cumhurbaşkanı Erdoğan, Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Hristodulidis ile gerçekleştirdiği görüşmeleri “ciddiyetsiz” olarak nitelendirdi. Samaras, bu tavrın Yunanistan’ın çıkarlarıyla bağdaşmadığını belirtti.
HÜKÜMETTEN SAMARAS’A TEPKİ
Hükümet Sözcüsü Pavlos Marinakis, yaptığı açıklamada, Samaras’ın yarın yayımlanacak röportajında lisana getirdiği görüşlerin, hükümet siyasetlerine “kökten bir karşı duruş” olduğunu ve partinin kıymetleriyle bağdaşmadığını söz etti.
Marinakis, Samaras’ın, Miçotakis hükümetinin dış siyasetini amaç alan açıklamalarının ve Yunanistan Cumhurbaşkanlığı için Kostas Karamanlis’i önermesinin “bardağı taşıran son damla” olduğunu belirtti.
Sözcü, Samaras’ın, Başbakan Miçotakis’in Cumhurbaşkanı Erdoğan ve öbür başkanlarla gerçekleştirdiği temasları “ciddiyetsiz” olarak değerlendirmesi ve Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgos Yerapetritis’in istifasını istemesini de “kabul edilemez ve gerçek dışı” olarak kıymetlendirdi.
PARTİDEN İHRAÇ EDİLDİ
Sözcü Marinakis, eski Başbakan’ın, parti içindeki disiplin ihlali nedeniyle disiplin komitesine sevk edilerek yapılan inceleme sonucu partiden ihraç edildiğini duyurdu.
Başbakan Miçotakis de yaptığı açıklamada, parti disiplini ve ulusal çıkarların öncelikli olduğuna vurgu yaptı.
Samaras’ın, partiyi “küçük bir muhalefet partisi düzeyine indirmek isteyen bir anlayışı temsil ettiğini” söz eden Miçotakis, partinin istikrarlı biçimde yönetilmeye devam edileceğini belirtti.
Öte yandan, Yunanistan Dışişleri Bakanlığı Siyasi Direktörü Büyükelçi Rusos Kunduros, 8 Kasım’da başşehir Atina’da gerçekleştirilen Yunanistan-Türkiye Dışişleri Bakanları görüşmelerinde Yunan heyetine dahil edilmemesi ve öncesinde sunduğu yazılı görüşlerin dikkate alınmaması gerekçesiyle istifa etti.
Kunduros, istifa mektubunda, Türk-Yunan bağlantıları ve Avrupa-Türkiye münasebetleri üzere değerli sorunların gereğince ele alınmadığını savundu.