TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, memleketi Tekirdağ’da Namık Kemal Üniversitesi tarafından düzenlenen 2021-2022 Akademik yılı açılış törenine katıldı. Namık Kemal Üniversitesi konferans salonunda gerçekleşen açılış törenine TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, Tekirdağ Valisi Aziz Yıldırım, Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mümin Şahin, AKP Tekirdağ Milletvekili Mustafa Yel ve çok sayıda öğrenci katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından akademik yıl açılışı için ilk dersi TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop verdi.
“AZERBAYCAN BÜYÜK BİR ZAFER KAZANDI”
2. Karabağ Savaşı’nda Azerbaycan’ın kazandığı zaferin yıldönümü olduğunu hatırlatarak konuşmasına başlayan Şantop, şunları söyledi:
* İkinci Karabağ savaşında Azerbaycan’ın kazanmış olduğu zaferin yıl dönümü; ben can Azerbaycan’ın zafer gününü tebrik ediyorum. 30 yıla yakın bir zaman Azerbeycan topraklarının yüzde 20’si Ermenistan’ın işgali altındaydı.
* Geçen yıl Eylül ayında başlayan ve 40 gün devam eden vatan müdafaasında büyük bir zafer kazandı Azerbaycan ve işgal altında bulunan topraklarını işgalden kurtardı. Bu konuda biz Türkiye olarak başından beri Azerbaycan’ın yanında yer aldık. Başta sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, onun liderliği, yol göstericiliği, özgüven, cesaret vermesi çok önemliydi bu süreç içerisinde.
* Bu savaşın devam ettiği sırada özellikle sivillere karşı yapılan saldırılar, savaş suçları, insanlık suçları devam ederken ben de Meclis Başkanı olarak Azerbaycan’ı ziyaret etmiştim, 20 Ekim 2020 tarihinde.
* O gün Azerbaycan parlamentosunda bir konuşma yapmıştım. Türkiye olarak Azerbaycan’a olan desteğimizin sebeplerini ifade etmiştim, aslında dost ve kardeş Azerbaycan’ın yanında yer almamızı izah eden sebepler olmakla beraber genel olarak bölgesel ve uluslararası anlamda Türkiye’nin politikalarını ve yaklaşımının temel esaslarını ortaya koyan ifadelerdi aynı zamanda söylediklerimiz.
* Daha sonra da sivillerin vurulduğu ve şehit edildiği Gence’ye ziyaret gerçekleştirmiştik, o tarihte orada hastanede yaralanan küçük çocukların ziyareti sırasında çok büyük bir üzüntü büyük bir ızdırap oldu.
* Tabi savaşmak askerler arasında cereyan eden bir hadisedir savaş. Şüphesiz hiç kimse yaralanmasın, hiç kimse ölmesin ama icap ettiği zaman, bir zaruret haline geldiği zaman savaş meşrudur. Ama askerler arasında savaş olur, askerler çatışır.
* Sivillere yapılan saldırılar tarih boyunca da bütün kültürlerde, medeniyetlerde, bütün hukuk düzenlerinde çok ağır müeyyidelerle karşılanmıştır. Nitekim uluslararası sözleşmeler de var bu anlamda.
* Sivilleri hedef alan saldırılar bunlarla ilgili uluslararası hukuk bakımından Azerbaycan’ın müracaatları var. Bunları Türkiye olarak biz her zaman destekliyoruz.
“AZERBAYCAN’IN DAVASINDA HAKLI OLDUĞUNA İNANIYORUZ”
Türkiye’nin Azerbaycan’ı desteklemesinin sebeplerine de değinen TBMM Başkanı Şentop, şöyle konuştu:
* Azerbaycan’ı desteklememizin sebeplerini şöyle ifade ettik, Tek Millet, İki Devlet şiarı ile hareket ediyoruz. Bu savaşın başladığı günlerde bunu söylemiştim. Tek millet, iki devlet şiarı ilkesi bir türkü sözü değildir. Bunun sahada da karşılığı vardır ve Türkiye bunu her zaman göstermiştir, gösterecektir demiştim.
* Biz Azerbaycan’ı desteklerken öncelikle Azerbaycan’ın davasında haklı olduğuna inanıyoruz, Azerbaycan’ın kendi vatan topraklarının yüz 20’si işgal altındaydı. Bu Azerbaycan’ın beyanı veya bizim beyanımız değil. Bu konuda uluslararası hukuka göre verilmiş kararlar, alınmış kararlar vardı.
* Öncelikle BM tarafından 4 farklı tarihte alınmış Azerbaycan topraklarının işgal altında olduğuna ve Ermenistan’ın işgalci olduğuna dair karar vardı. Bunun dışında Avrupa Konseyi Parlemanterler Meclisi’nin ve AGİT’in almış olduğu kararlar vardı.
* Bütün bunlar Azerbaycan’ın uluslararası hukuk bakımından haklı olduğunu gösteriyordu. İkinci husus Azerbaycan’a karşı geçen yıl Eylül ve Ekim aylarında yapılan saldırılar bir şeyi daha ortaya koydu; Ermenistan sivillere karşı saldırılar yapıyor.
* Ayrıca Nahçıvan’a atmış olduğu bazı füzelerle beraber sadece Azerbaycan’a karşı değil bölge ülkelerine ve bölge barışına karşı da bir kötü niyet içerisinde hareket ediyor. Bir suikast içerisinde hareket ediyor, bu da ortaya çıktı.
* Dolayısıyla Azerbaycan’ın yanında yer almak, Ermenistan’a karşı tavır koymak, sadece Azerbaycan’ın haklı davasını savunmak değil aynı zamanda Kafkaslar’da bölge barışını da savunmak anlamına geliyordu.
“SOYUT İFADELERİN İÇİNİ DOLDURDUK VE SOMUTLAŞTIRDIK”
Türkiye’nin bölge gerçekliği üzerine, insani ve vicdani politikalar benimsemesinin dünyanın birçok yerinde takdirle karşılandığını söyleyen Şentop, şu ifadeleri kullandı:
* Türkiye ile beraber olmanın, Türkiye’ye dost olmanın, Türkiye ile birlikte hareket etmenin bütün ülkeler için faydalı olduğunu, bütün ülkeler için bir kazanç meydana getirdiğini de ortaya koymuş oldu.
* Dolayısıyla bugüne kadar ortaya konmuş olan birçok ülke ile ilişkilerimize dostluk ve kardeşlik üzerinden dile getirdiğimiz soyut ifadelerin içini doldurmuş olduk. Bunları somutlaştırmış olduk. Bunlara çok büyük bir ağırlık ve kıymet kazandırmış olduk.
* Bundan sonra gerek bölgemizde gerekse uzak, yakın coğrafyalarda dost ve kardeş ülkelerle Türkiye arasındaki ilişkilerin çok daha güçlü dostluk temellerine oturacağını düşünüyorum, yaptığımız bir çok ziyarette de bunu müşahede ediyoruz.
“TÜRKİYE’YE OTURDUĞU EVİN BALKONUNDAN BAKANLAR; TÜRKİYE’YE KARŞI BÜYÜK HAKSIZLIK EDİYOR”
Tüm dünyanın Türkiye’nin saygınlığını kabul etmiş durumda olduğunu ifade eden TBMM Başkanı Şentop, şöyle konuştu:
* Ben kendimize haksızlık yapan, Türkiye’ye haksızlık yapan, Türkiye’deki bazı meseleler üzerinden Türkiye’nin geleceğine ve bugününe dair çok olumsuz değerlendirmeler yapan kişilere bir soru sorulması gerektiğini düşünüyorum.
* O soru şu: En son yurt dışına ne zaman çıktınız? Alışveriş için veya tatil için gitmek değil, benim kastettiğim yurt dışında siyasetçilerle, gazetecilerle, akademisyenlerle temas ederken Türkiye ile ilgili değerlendirmelere orada şahit olurken tavrınız tutumunuz bilgi edinmeniz anlamında söylüyorum.
* Yani Türkiye’yi sadece oturduğu evin bir odasından bakan, gören ve değerlendiren sadece kendi yaşadığı o küçük dünyadaki tecrübeler çerçevesinde Türkiye’ye bakan insanların değerlendirmeleri Türkiye’ye karşı, hepimize milletimize karşı büyük bir haksızlık. Gittiğimiz her yerde bunu görüyoruz.
* Türkiye’den rahatsız olanlar da var, şüphesiz siyasetçiler, yabancı ülkelerin yöneticileri arasında ama bu rahatsızlıkların sebebini gördüğümüzde de bu bizi sevindiriyor, memnun ediyor.
* Türkiye’nin büyümesinden, gelişmesinden, tesirinin artmasından rahatsızlık duyuyorlar. Bu rahatsızlıklar olsun, bu rahatsızlıklar artsın. Biz bununla iftihar ediyoruz, bundan memnuniyet duyuyoruz.
* Onun için her zaman Türkiye’nin gerek tarihi, gerek coğrafyası gerekse ortak tarih ve kültür içerisinden gelmiş olduğu ülkeler üzerindeki tesir gücü bakımından Türkiye’nin büyüklüğünü anlamamız, Türkiye’ye, milletimize ve kendimize güvenmemiz gerekiyor. Bu bakımdan bunu hiçbir zaman unutmamak lazım. Türkiye fikri Türkiye’den büyüktür daima. DHA