Siyonist İsrail ve İran Orta Doğu’da bölgesel bir savaş çıkarmaya hiç bu kadar yakın olmamıştı.
Terör devleti İsrail ordusunun raporlarına nazaran yaklaşık 180 füzeden oluşan taarruz, birden fazla füze önlendiği için rastgele bir kayba yol açmadı. İran, Tel Aviv bölgesindeki üç askeri üssü amaç aldığını tez etti.
Gazze Kasabı Netanyahu misilleme kelamı verdi ve İran’ın “büyük bir yanılgı yaptığını ve bedelini ödeyeceğini” söyledi. ABD’den yapılan açıklamalar da Netanyuh’yu takviyeler nitelikteydi.
Başkan Joe Biden Beyaz Saray’da yaptığı açıklamada “Hiç kuşkunuz olmasın, ABD İsrail’i büsbütün, büsbütün, büsbütün destekliyor” dedi ve akına verilecek karşılığın nasıl olacağı konusunda istişarelerde bulunduklarını kelamlarına ekledi.
İsrail’in tansiyonu azaltmayı mı seçeceği yoksa ABD’nin takviyesiyle İran’la yüzleşmeye mi çalışacağı merakla bekleniyor.
Katar’daki Northwestern Üniversitesi’nden analist Marc Owen Jones, Al Jazeera’ye yaptığı açıklamada İran’ın saldırısının tansiyonu tırmandırmamak için dikkatle tasarlandığını lakin İsrail’in vereceği cevabın “öngörülemez” olduğunu söyledi.
Owen Jones, İran’ın Salı günkü taarruzuyla caydırıcılığını tekrar tesis etmeye çalıştığını, çünkü İsrail’in bölgedeki vekil güçlerine yönelik taarruzları karşısında Tahran’ın artık “zayıf görünmeyi” göze alamayacağını söyledi.
Ancak raporlar İsrail’in füze ve insansız hava araçlarını engellemek için ABD tarafından vaktinde haberdar edildiğini gösteriyor. Bu nedenle İran’ın sofistike silahlar kullanmasının “sembolik bir çaba” olarak görülmesi gerektiğini de kelamlarına ekledi.
Saldırıdan kaynaklanan hasar taban seviyede olduğu için İsrail, İran’ın İsrail topraklarına birinci saldırısını düzenlediği Nisan ayında olduğu üzere hudutlu bir karşılık vermeyi tercih edebilir.
İran, 13 Nisan’da Şam’daki konsolosluğuna yönelik İsrail saldırısına misilleme olarak yaklaşık 120 balistik füze ve 170 insansız hava aracı fırlatmış ve İsrail’in güneyindeki bir askeri üste küçük çaplı hasara yol açmıştı.
Birkaç gün sonra, 18 Nisan’da İsrail İsfahan’daki Arteş hava üssünü vurarak S-300 uzun menzilli hava savunma sisteminin bir kısmını imha etmişti.
Saldırı İran’ın askeri kabiliyetlerini zayıflatmak için hayli küçük bir misillemeydi, fakat tansiyonu daha fazla tırmanmayı önlerken üstü kapalı bir tehdit olarak misyonunu yerine getirdi.
King’s College London Güvenlik Çalışmaları Okulu’nda öğretim vazifelisi Andreas Krieg, İran’ın bu seferki saldırısının ölçeği ve niteliğinin – birçoğu İsrail’in Demir Kubbe hava savunma sistemini aşan balistik füzelerin kullanılması – İsrail’in de kendi caydırıcılığını sağlamak için Nisan ayındakinden “çok daha sert” bir karşılık vermesi gerektiği manasına geldiğini söyledi.
Nisan ayında İsrail, İran hava alanı dışından İran maksatlarına hücum düzenlemişti. Krieg, İsrail’in bu kere savaş uçaklarını İran hava alanına göndererek askeri noktalara akınlar düzenlemesini beklediğini söyledi.
Owen Jones, İsrail’in sahiden tansiyonu tırmandırmayı seçmesi halinde, İran güçlerini İsrail ve en büyük müttefiki ABD ile direkt bir çatışmaya sürükleyerek on yıllardır süren vekalet savaşından bir sapma olabileceği ikazında bulundu.
Jones, “Batı tansiyonun tırmanmasından İran’ı sorumlu tutuyor” dedi ve ekledi: “Bu İsrail’in işine geliyor zira İran’a karşı Batı dayanağını gerisine alırken dünyanın dikkatini Gazze’de yaptıklarından uzaklaştırabiliyor.”
İsrailli yetkililerin kamuoyuna yaptığı açıklamalara nazaran tüm seçenekler masada. Bu seçenekler ortasında nükleer ve petrol tesislerine taarruzlar, İran İhtilal Muhafızlarına yönelik suikastlar ve askeri varlıklara yönelik özel hücumlar yer alabilir.
İsrail ordu sözcüsü Daniel Hagari İsrail’in “nerede, ne vakit ve nasıl isterse” karşılık vereceğini belirtti. Eski İsrail Başbakanı Naftali Bennett İran’ın nükleer tesislerine yönelik tesirli bir hücum yapılması davetinde bulundu.
Bennett İran’ın füze saldırısının akabinde X’e paylaştığı iletide “İran’ın nükleer programını, merkezi güç tesislerini yok etmek ve bu terörist rejimi ölümcül bir formda etkisiz hale getirmek için artık harekete geçmeliyiz” dedi ve ekledi: “Gerekçemiz var. Araçlarımız var. Hizbullah ve Hamas felce uğradığına nazaran İran’ın eli kolu bağlanmış durumda.”
Natanz uranyum zenginleştirme kompleksi ve İsfahan Nükleer Teknoloji Merkezi İran’ın nükleer programının merkezinde yer alan iki tesis.
İsrail’in Nisan ayında misilleme yaptığı İsfahan kenti de ortalarında askeri şirketlerin de bulunduğu pek çok değerli tesise mesken sahipliği yapıyor.
Yine de İran’ın nükleer tesislerinin, İsrail’e minimum seviyede ziyan veren bir hücuma reaksiyon olarak amaç alınması orantısız olarak görülebilir. Bu türlü bir akın birebir vakitte geri tepme ve Tahran’ı topraklarına yönelik gelecekteki atakları caydırmak için nükleer programını hızlandırmaya itme potansiyeline sahiptir.
Çarşamba günü Biden, İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine yönelik bir saldırısını desteklemeyeceğini söyledi.
King’s College’dan Krieg de İran’ın nükleer tesislerinin birçoklarının yerin derinliklerinde, dağların altında bulunduğuna dikkat çekti. Al Jazeera’ye verdiği demeçte “bunlar İsrail’in havadan basitçe ulaşabileceği bir yer değil” dedi.
Açık ve yüksek güvenlikli nükleer tesislere kıyasla daha az korunan petrol alanları alternatif askeri amaçlar olabilir. İran’ın kârlı petrol dalını, İranlı yetkililerin ülkenin vahim ekonomik durumu nedeniyle artan halk baskısıyla karşı karşıya olduğu bir periyotta vurmak, İsrail’in siyasi avantajına da hizmet edebilir.
Ancak Krieg, İran’ın Salı günü gerçekleştirdiği balistik füze akınların niteliği göz önüne alındığında İsrail’in İran petrol tesislerine yönelik taarruzlarının memleketler arası toplum nezdinde haklı görüleceğinden emin olmadığını söyledi.
İran’ın deniz üssü tesisleri ve İhtilal Muhafızları Ordusu’na ilişkin donanma güçleri İsrail’in öteki potansiyel gayeleri.
İran’ın başşehri Tahran’ın yanı sıra, değerli güç altyapısına ve İran donanma tesislerine konut sahipliği yapan liman kenti Buşehr de kıymetli bir merkez.
Tel Aviv ayrıyeten İran’ın bölgedeki en düzgün silahlanmış ve en donanımlı müttefiki olan Hizbullah’a yaptığı üzere İranlı başkanları gaye alarak suikastlarına devam edebilir.
İsrail’in geçen hafta Beyrut’a düzenlediği saldırıda Hizbullah lideri Nasrallah’ı öldürmesinin ardından İran önderi Ali Hamaney, güvenlik tedbirlerinin arttırıldığı bir ortamda İran içinde güvenli bir yere götürüldü.
Haber ajansı İran’ın İsrail’e çalışan İranlılar da dahil olmak üzere İsrail casuslarının sızmalarından tasa duyduğunu ve İhtilal Muhafızları’nın orta ve üst seviye üyeleri ortasında kapsamlı bir soruşturma yürüttüğünü belirtti.
Daha büyük bir savaş başlatmaktan çekinen İran ise İsrail’i misilleme yapmaması konusunda uyardı.
İran Silahlı Kuvvetler Genelkurmay Başkanı General Muhammed Bagheri, İsrail’in İran topraklarına taarruz düzenlemesi halinde İhtilal Muhafızları’nın füze saldırısını “katlanarak artan bir şiddetle” tekrarlamaya hazır olduğunu söyledi.
Bagheri, “Çıldırmış olan Siyonist rejim, Amerika ve Avrupa tarafından denetim altına alınmaz ve bu cins cürümleri sürdürmeye ya da egemenliğimize yahut toprak bütünlüğümüze karşı rastgele bir şey yapmaya niyetlenirse, [Salı günkü] operasyon çok daha büyük bir şiddetle tekrarlanacak ve tüm altyapılarını vuracağız” dedi.
Bagheri ayrıyeten İran’ın şimdiye kadar İsrailli sivilleri gaye almaktan kaçındığını lakin bunu yapmanın “mümkün” olabileceği ikazında bulundu.