Datça’da kaçak yat limanına büyük tepki

Muğla’nın Datça ilçesinde inşaatı kaçak bir şekilde devam eden Datça Yat Limanı Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) tarafından, ‘İklim adaleti için harekete geç’ denilerek yapılan çağrıya katılan Datçalılar,  Yat Limanı İnşaat’ının önünde basın açıklaması yaptı.

MUÇEP, Datça Demokrasi Platformu, Datça Kent Konseyi ve bazı parti temsilcilerinin katıldığı basın açıklamasında, küresel iklim adaleti için küresel eylemde olduklarını söyleyen aktivist Renate Ömeroğulları, “Birleşmiş Milletler çerçevesinde 1979’den beri hemen hemen her yıl iklim konferansları yapılıyor. İklim Çerçeve Konvansiyonu’nun imzalandığı 1992’den beri, 1997’de Kyoto Protokolü’nün imzalanmasına, 2009’da Kopenhag’da küresel ısınmanın +20 dereceyle sınırlandırılmasına karar verilmesine, 2015 Paris Antlaşması’nın imzalanmasına rağmen ne oldu?” dedi.

GEZEGENİMİZ YOK OLUŞA DOĞRU SÜRÜKLENİYOR

Her toplantıdan sonra karbondioksit salımı ve küresel ısınmanın katlanarak devam ettiğinin de belirtildiği açıklamada, şunları söyledi:

“İklim krizi gelecekte karşımıza çıkan bir korku senaryosu olmaktan çoktan çıktı, dünyayı her gün etkiliyor ve gezegenimiz yok oluşa doğru sürükleniyor. Önce 270 yatla başlayan, sürekli kapasite artışı istenen yat limanı sermayenin karını maksimize etmekteki aç gözlülüğünün, doymak bilmez sömürünün açık ve net örneğidir.

Liman Projesi bize ekolojik yat limanı olarak sunuluyor. Bu proje için bugüne kadar 18 bin metrekare deniz dolgusu yapıldı, 10 bin metrekare deniz daha doldurulacak. Topan Ada yok edildi. Taş dolgu yerine yüzer mendirek yapılacağı söyleniyor.

Bunun asıl nedeni maliyetin daha ucuz olmasıdır, ekonomidir, ekoloji değil. Deniz tabanına yerleştirilecek çok sayıda beton tonozla deniz dibindeki ekosistemi, koruma altında ve önemli bir oksijen kaynağı olan deniz çayırlarının yine tahrip edilecektir. Yani sözde ‘ekolojik yat limanı’ yeşile boyamadan ibaret.”

ÇED RAPORUNUN FORMALİTEDEN ÖTE BİR ANLAMI YOK

Göz önünde devam eden kaçak inşaatın pervasızlığını kabul etmediklerini belirten Ömeroğulları daha sonra şunları söyledi:

“Daha da önemlisi, onlarca itirazımıza, hazırlanan ÇED raporunun formaliteden öte bir anlamı olmadığını, hiçbir bilimsel içerik barındırmadığını açıklıkla ortaya koymamıza, yasal süreçler tamamlanmamasına rağmen, hiçbir ruhsat verilmemiş olmasına rağmen inşaat devam ediyor.

Çevreye, kıyı ve deniz ekosistemine etkilerinin doğal çevrenin tolere etme kapasitesi içerisinde kaldığına ikna olmadan, hiçbir inşaata başlanmasını kabul etmeyeceğimizi, hiçbir sözde ÇED raporunu kabul etmeyeceğimizi, koruma amaçlı, gerçek anlamda bilimsel bir rapor talebimizin ardını bırakmayacağımızı tüm dünyaya ilan ediyoruz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir