Kaçak yapılara af, evsizlere TOKİ hayali

2011 seçimlerinden önce 2/B sorununu “Cumhuriyet tarihinin en büyük affı”, 2018 seçimleri öncesinde kaçak yapılaşma sorununu “Cumhuriyet tarihinin en önemli imar barışı” sloganlarıyla seçmenin önüne koyan iktidar, 2023 seçimlerine giderken bu kez de aynı yöntemi izleyerek “Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut projesi” söylemiyle barınma sorunu üzerinden oy ve kaynak elde etmeye soyunuyor.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 13 Eylül’de duyurduğu sosyal konut projesi tartışılmaya devam ediyor. Bir yandan 15 Eylül itibari ile başvuruların 1,5 milyonu aştığı belirtilirken diğer yandan her başvuru için alınan 500 bin TL’lik tutarın toplamı kamuoyunun gündeminde.

BAŞVURU SÜRESİ UZATILABİLİR

TOKİ’nin yaptığı bilgilendirmeye göre sosyal konut projesine e-devlet üzerinden yapılacak başvurular 28 Ekim’de sona erecek. Ancak büyük bir mali kaynak yaratacağı öngörülen başvuruların süresinin uzatılması da mümkün görünüyor. İktidarın geçmişteki seçimlerde de benzer şekilde yıllardır çözümsüzlüğe terk edilerek kangren olmuş, 2/B arazilerinin işgalcilerine satışı ve kaçak ve plansız yapılaşma sonucu ortaya çıkan imar sorunlarını da tıpkı bugünkü gibi her seçim öncesinde seçmene bir havuç olarak uzatması anımsandığında bunu söylemek mümkün.

2011’DE 2/B YASASI İLE ORMAN İŞGALLERİNE AF GÜNDEME GELDİ

AKP iktidarının en iyi bildiği yollardan biri yıllarca çözülemeyen sorunların bir parçası olduğu halde bu sorunlar üzerinden oy sömürüsü yapmak. Yirmi yıldır ülkeyi yöneten ve hemen her türlü yasal düzenleme ve denetleme gücünü elinde tutan iktidar, Haziran 2011 seçimlerinden önce 2/B yasasını gündeme getirdi. Ancak özetle orman vasfını yitirmiş hazine arazilerinin üzerindeki işgalcilere satışını öngören düzenleme seçimlerin sonrasına ertelendi. İlerleyen yıllarda ise 2/B sorunu bir tür seçim malzemesi olmanın yanında iktidara büyük bir kaynak aktarımı aracına da dönüştü. Ülke genelinde bulunan yaklaşık 484 bin hektarlık 2/B arazisi, iktidarın çıkardığı düzenleme ile yüzde onu peşin, 5 yıl vadeli olarak işgalcilerine satışa sunuldu. Bu süreçte söz konusu arazilerin işgalcilerine satışından yaklaşık 30 milyar Dolar tutarında bir kaynak beklentisi olduğu gündeme gelmişti.

2/B ÇOĞU YERDE VATANDAŞI MAĞDUR ETTİ

Bir tür “tecavüzcüsüyle evlendirme” işlemine dönüşen 2/B arazilerinin satışı birçok bölgede ise büyük haksızlıklara yol açarak kamu vicdanını yaralayan bir sürece dönüştü. Antalya başta olmak üzere birçok ilde 2/B mağdurları oluştu, halk eylemler yaptı. Bu süreçte en fazla 2/B arazisine sahip olan Antalya’da Defterdarlık arazi satışı için Cuma Hutbesi okunmasını sağlayarak hak sahiplerini başvuru yapmaya teşvik etmeye çalışmıştı. İktidar, 2/B arazilerinin satışına yönelik başvuru sürelerinde uzatmaya gitti.

ORMAN DIŞINA ÇIKARILAN ARAZİLER PARAYA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ

Peyzaj Mimarları Odası, 25 Kasım 2011 tarihinde yaptığı açıklamada 2/B arazilerin satışıyla ilgili düzenlemenin ayrıntılarına değinerek şu değerlendirmeyi yapmıştı: “Siyasi iktidar, 2003 yılında ki açıklamalarında 25 milyar dolar bu gün 30 milyar dolar gelir sağlanacağı gerekçesiyle, Anayasanın 169. ve 170. maddelerini değiştirerek, orman niteliğini kaybettiği gerekçesiyle ‘ormancılık düzeni dışına çıkarılan’ ve ‘2/B Arazisi’ olarak adlandırılan 473 bin hektar büyüklüğündeki orman arazisinin satışını gündeme getirmiştir.”

2018 SEÇİMLERİ ÖNCESİNDE İMAR AFFI GÜNDEME GELDİ

Haziran 2018 seçimleri öncesinde de AKP iktidarı yine toplumun çözümsüzlüğe itildiği bir başka konu olan plansız ve kaçak yapılaşmayı sömürmeye girişti. Dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, seçimlere iki ay kala yaptığı açıklamada 15 milyon ihtilaflı yapının kayıt altına alınacağını gündeme getirdi. Toplam 26 milyon yapının yüzde 60’ını ilgilendiren kaçak yapılaşma sorununun çözümü için düğmeye basan iktidar, imar affı başvurularından beklediği 40-50 milyar TL’lik kaynak beklentinin altında çıkınca iki kez süre uzatmaya gitti.

İMAR AFFI ÇOĞU YERDE KAÇAK YAPILAŞMAYI TEŞVİK ETTİ

Hem 2/B, hem de imar affı düzenlemesinde iktidarın izlediği yol, kangrene dönüşen kamu arazisi işgalleri ve kaçak yapılaşma sorununun sömürerek kamuoyuna seçim havucu uzatarak bu yolla büyük ölçüde yeni kaynak elde etmekti. Yıllardır bir parçası olduğu sorunu çözecek adımlar atmak, işgalleri önlemek, kaçak yapılaşmayı sona erdirmek yerine yapılan hukuksuzlukların ödüllendirilmesi anlamına gelen bu uygulamalar birçok yerde yeni işgaller ve kaçak yapılaşmanın da önünü açtı. Örneğin Antalya’nın Kaş ilçesinde kaçak yapılaşma olağanüstü artarak 2 binin üzerine çıkarken yerel halkın verdiği bilgilere göre foseptik çukurlarına bile yapı kayıt belgesi alındığı öne sürüldü.

2023 SEÇİMLERİNE DOĞRU YENİ SÖMÜRÜ ARACI BARINMA SORUNU

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın duyurduğu sosyal konut projesi de AKP iktidarının 2023 seçimleri öncesinde yüksek konut ve kira fiyatlarının vurduğu milyonlara uzattığı bir seçim havucu. Tıpkı 2/B arazileri ve imar barışı düzenlemelerinde olduğu gibi sosyal konut projesi de “Cumhuriyet tarihinin en büyüğü” olarak tanıtıldı.

TOKİ’NİN BAŞVURU ŞARTLARINDAKİ BELİRSİZLİKLER

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın duyurduğu projenin afişlerinde TOKİ’nin yapacağı 2+1 konutlar için 608 bin, 3+1 konutlar için de 850 bin TL fiyat açıklandı. Ancak TOKİ’nin resmi sayfasında yer verilen başvuru şartlarında 500 TL başvuru bedelinin dışında konut tutarının yüzde 10’unun peşin alınacağı ve 240 ay (20 yıl) vade ile satış yapılacağı belirtilerek özetle şöyle deniliyor: “Konutların, adet, brüt m², net m² ve fiyat bilgileri projenin ihalesi yapıldıktan sonra kesinlik kazanacaktır. Projeye yeterli talebin oluşmaması veya mücbir sebepler nedeniyle projenin gerçekleştirilememesi halinde başvuru sahiplerine bilgi verilecektir. Hak sahiplerinin konutlarına ait kalan borç bakiyesi ve aylık taksitler her yılın Ocak ve Temmuz aylarında olmak üzere yılda iki kez, bir önceki 6 aylık dönemdeki Memur Maaş Artış Oranı dikkate alınarak İdarece tespit edilen oranda artırılacaktır. İlk dönemsel artış sözleşme tarihine göre İdarece belirlenecektir.”

SIRADAN BİR YÜKLENİCİ BU ŞARTLARLA CİDDİYE ALINMAZ

TOKİ’nin başvuru şartlarında belirtilen detaylar, devletin en tepesindeki isim olan Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan ve Cumhuriyet tarihinin en büyük projesi olarak duyurulan girişimin bir garantisinin olmadığına işaret ediyor. Sıradan bir inşaat yüklenicisinin bile bu koşullarda tüketici karşısına çıkması durumunda ciddiye alınmayacağını söylemek mümkün. Mücbir sebeplerle projenin gerçekleşmeme ihtimali, belirsiz fiyatlar ve dönemsel artışların yaratacağı kaotik durum bir nevi devlet eliyle kumar oynandığı izlenimi doğuruyor. Sıradan bir inşaat firmasının bu tür kampanya başlatması durumunda büyük şüphelerin gündeme gelmesi mümkün. Ancak söz konusu projenin sahibi bu tür girişimleri önlemesi, denetlemesi ve önüne geçmesi gereken kamu idaresi olunca şüphe de güven de anlamını yitiriyor.

MADALYONUN DİĞER YÜZÜNDE ŞARTLARI ZORLAYAN HALK VAR

Ancak bir de madalyonun diğer yüzü var. Tıpkı 2/B, imar affı düzenlemelerinde olduğu gibi sosyal konut projesinde de halkın önemli kısmı doğrudan ya da dolaylı olarak nasıl başvuru yapabileceğini soruşturmaya başladı. Bir nevi çözümün değil, sorunun bir parçası olan iktidarın içinden çıktığı toplum da benzer şekilde bu kısır döngüyü besleyecek adımlar atmak için yollar arıyor. Kendisi başvuru şartlarını taşımıyorsa bir yakınını devreye sokmak, olmazsa başka yollar bulmak isteyen insanların gündeminde iki gündür sosyal konut projesi var. Temelsiz ve güvenceden yoksun bir girişime benzer şekilde şartları zorlayarak ya da dolanarak dâhil olmak isteyenlerin sayısı azımsanmayacak ölçüde. Barınmanı ihtiyaç olmakla rant aracı olmak arasında sıkışıp kalmasıyla bu soruna gerçekçi ve kalıcı çözümler üretilmesi yerine seçim atmosferlerine girildiğinde gündeme getirilen popülist girişimlerle sorun daha da katmerleniyor.

Yusuf Yavuz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir