Cumartesi Anneleri, 1017’nci haftasında Galatasaray Meydanı’nda 12 Eylül sonrası gözaltında alınan ve 44 yıldır haber alınamayan Hüseyin Morsümbül’ün akıbetini sordu.
Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 1995 yılından bu yana İstanbul Taksim’deki Galatasaray Meydanı’nda oturma hareketi yapan Cumartesi Anneleri, 1017’nci haftada 1980’de Bingöl’de gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Hüseyin Morsümbül’ün akıbetini sordu.
Kayıp yakınlarından Hasan Ocak‘ın kardeşi Maşide Ocak, burada yaptığı açıklamada, “Sevdiklerimizin kaybedilmelerine dair sevdiklerimizle ilgili yaşananları tekrar tekrar gündeme getirerek, inkara dayalı resmî anlatıları ve cezasızlığa dayalı adalet sistemini deşifre ediyoruz” dedi.
Kaybedilmesiyle ilgili hiçbir süreç yapılmadı
Hüseyin Morsümbül’ün 1980 yılında gözaltına alınmasıyla başlayan sürecin 44 yıldır karanlıkta bırakıldığını tabir eden Ocak,
“12 Eylül sonrasında 18 Eylül 1980 akşamı Morsümbül ailesinin Bingöl’deki konutu basılarak oğulları Hüseyin Morsümbül gözaltına alındı. Sonraki gün, Hüseyin konuta dönmeyince anne Fatma Morsümbül Alay Komutanlığı’na gitti. Hüseyin’in, yüksek güvenlik tedbirleri ile korunan alaydan kaçtığı söylendi. Hüseyin’den bir daha haber alınamadı. Fatma ve Hanefi Morsümbül, askeri savcılığa giderek sorumlular hakkında şikayette bulundular, ama Hüseyin’in kaybedilmesiyle ilgili hiçbir süreç yapılmadı” sözlerine yer verdi.
“Vazgeçmeyeceğiz…”
Açıklamanın devamında Ocak, Anne Fatma Morsümbül’ün 1995 yılında Cumartesi Anneleri’ni televizyonda görerek Galatasaray Meydanı’na geldiğini ve ölünceye kadar da Cumartesi Anneleri’nin bir modülü olduğunu belirterek, ailenin bu süreçte de İnsan Hakları Derneği avukatları aracılığıyla yine teşebbüslerde bulunduğunu söyledi.
Ancak Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı’nın üzerinden uzun mühlet geçtiği için kâfi kanıt elde edilemeyeceği gerekçesiyle ‘ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar’ verdiğini, yapılan itirazların da reddedildiğini kelamlarına ekleyen Ocak, “1017. haftamızda bir kere daha Hüseyin Morsümbül için adalet talep ediyoruz. Hüseyin’in akıbeti karanlıkta bırakıldığı sürece bu belgede zamanaşımı uygulanamaz. Yargı makamlarının, Morsümbül evrakında maddi gerçeği açığa çıkarma ve adaleti sağlama yükümlülüğü devam etmektedir. Kaç yıl geçerse geçsin Hüseyin Morsümbül için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin üniversal hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz” formunda konuştu.